İngilizce cümlelerde "çok" kelimesini kullanırken vurgulamak isteriz. Çok pahalı, çok ağır, çok hızlı derken gerçekten öyle olduğunu ayrıca vurgulamak için sıfatlardan önce "too" kelimesi kullanılır. İlk yeni öğrenmeye başladığımızda çok anlamına gelen "very" kelimesi ile de konuşabiliriz. Ama öğrendikçe bir yabancı dilin zenginliklerini kullanmaya başlamak gerekir.
Too kelimesi bireysel olarak veya ait olduğumuz çevremizin kriterlerine göre daha çok olduğunu vurgulamak için kullanılır.
Her insanın sese karşı hassasiyeti aynı değildir. Kimi canlı müzik mekanlarındaki yüksek sesten rahatsız olmazken kimi olur. Sık sık bu tarz mekanlara gidip rahatsız olmayanlardan biri olalım. Ama bizim de normalimizden fazla bir ses olan mekana gitmiş olalım. Arkadaşımız bizim kulağımıza bir şey söylemiş olsun ve biz anlamayalım. "The music is too loud. I can't hear anything."
- Yeni cep telefonları ne kadar çok pahalı…
Ülkemizde son yıllarda cep telefonlarının fiyatları için çok pahalı denmektedir. Pahalılık kriterlerimizin de üstünde olduğunu belirtmek isteriz. Bir şaşkınlık belirten fazlalık. Phones are too expensive
- Bu telefon benim satın alamayacağım kadar pahalı…
Yeni cep telefonlarının fiyatının bizim için çok pahalı olduğunu vurgularken Türkçe böyle konuşmayız. "Ya çok pahalı… ben o kadar para veremem" gibi günlük konuşma cümlelerini kullanırız. Bizim bütçemize göre pahalı olduğunu aslında söylemek isteriz. Çünkü karşımızdaki arkadaşımız için öyle olmayabilir. Konuyu anlatmak için akılda kalacak bir örnek olması açısından standart cümle kalıbında örnek verdik.
Bir şey satın almak istediğimizde bizim için çok pahalı olduğunu belirtiriz. Ya da bir arkadaşımızla konuşurken başka birinin düşüncesini aktarırız. Bu cümlede sıfatımız pahalı kelimesidir. "very expensive" kullanmak da sakınca yok. Ama normalden fazla olan bir pahalılıktan konuştuğumuzda vurgulayarak konuşuruz. This phone is too expensive for me to buy.
Yaz tatillerinde denize girmek bazı insanlar için zordur. 40 saat kıyıda ilerleyemezler. Aslında bu özellik bazı insanların doğuştan gelen karakteristik özelliklerinden biridir. Yadırgamamak lazım:)
Suyun sadece soğuk değil de direkt yüzmeye başlayamayacak kadar soğuk olduğunu belirtirken too kullanmak gerekir. The water is too cold.
Ama bazen de suyun bizim kendi algımıza göre çok soğuk olduğunu belirtiriz. Çünkü yanımızda hemen girenler olunca çok soğuk derken abarttığımız düşünülsün istemeyiz. Böyle durumlarda "su yüzemeyeceğim kadar soğuk" cümlesini "The water is too cold for me to swim" diyebiliriz. Soğuk olduğunu vurguluyoruz ama bizim için olduğunu belirtiyoruz.
- Ben kaldıramam çok ağır… Bu koliyi taşımak için bir vinç lazım herhalde
Ağır bir şeyleri kaldırırken yardım isteyen çok olur. Bazen öyle eşyalar olur ki yerinden hareket ettirebilecek gücümüz de olsa belimize bir şey olur diye çok ağır olduğunu vurgulamak gerekebilir. Bu benim hareket ettiremeyeceğim kadar ağır demeye çalışmak için İngilizce'de too kelimesini kullanmak gerekir. Very kelimesini kullandığımızda karşımızdaki insana bizim için ağır olduğunu karşı taraf anlamayabilir. Naz yaptığımızı veya işten kaçtığımızı düşünebilirler. Bu yüzden aşırı ağır olduğunu belirtmek için too kelimesi kullanmalıyız.
This package is too heavy. / This package is too heavy for me move
Resmi bir dille konuşman gerekiyorsa "The parcel is very heavy. Could you please help me carry it?" söyleyebilirsin. Ama rahat günlük bir konuşma ile konuşman gerekirse "This package is really heavy. Can you give me a hand?"
Çok ağır olduğunu daha da abartarak anlatmak istersen too öncesi all kullanabilirsin. This package is all too heavy:)
- Patronun odası çok kalabalıktı. Soramadım.
Bir organizasyonla ilgili patronuna veya yöneticine bir şey sormamız gereksin. Sonra da oda çok kalabalık olunca başka zaman sorman gereksin. Ama çalışma arkadaşında neden sormadığını merak etsin. Böyle durumlarda birileri odada olduğu için değil de oda çok kalabalık çok insan vardı, onların yanında sormak istemediğimizi vurgulamak isteyebiliriz. There were too many people in his room.
Örnek cümlemizde too sonrası many kelimesini de kullandık. Çünkü çok fazla insan olduğunu belirtiyoruz. İnsan olduğu için sayılabilen bir şey olduğundan many kullandık. Sayılamayan yani uncountable olan kelimeler için much kullanmayı unutma
- Annen ne kadar genç gösteriyor.
Okul hayatımızda arkadaşlarımızı ailemizle tanıştırdığımız anlar olur. Böyle zamanlarda bazılarının annesi arkadaşlarımızın arkadaşı veya ablası gibi gözükür. Birinin o yaştaki insanlara göre çok daha genç gösterdiğini belirtmek istediğimiz de too öncesi all veya way kelimelerini kullanabiliriz. She look way too young for his age…
Örnek cümlemizde all kelimesini kullandık. Abartarak konuşmak istediğinde too öncesinde hem all hem de way kelimesi kullanılır.
- Niye çayını içmiyorsun? Soğuyor. Açık mı geldi? Koyu mu oldu?
Bazıları sıcak çay içemezler ama direkt soğuk çayda istemezler. Sıcak çayın bardakta soğuduktan sonra çayı içmeyi severler. Böyle durumlarda böyle sorular sorulduğunda çayın çok sıcak olduğunu ayrıca vurgulamamız gerekir ki sorular sormaya devam etmesinler:) It's too hot for me to drink
GNR Eğitim olarak eğitimlerimiz konuşma odaklıdır. Sıfırdan başlayanlara ilk günden konuşarak öğretmeye başlarız. Belli bir seviyede konuşabilenlere de iş hayatında İş İngilizcesi ile daha profesyonel olarak konuşabilme imkanını çok kısa bir süre de sağlayabilmekteyiz.
GNR ile İngilizce konuşabilenler arasına katılmak çok kolay
GNR Eğitim